Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) bireylerin yaşı veya gelişimleri ile ilişkili olmayan, dikkatsizlik, aşırı hareketsellik ve dürtüsellik gibi semptomlar içeren, küçüklükten itibaren başlayarak kişinin ömrü boyunca sürebilen bir bozukluktur (APA, 2013). Bu durum kişinin akademik başarısını, sosyal hayatını ciddi düzeyde etkileyebilen; bireyin yaşamındaki işlevselliği azaltan önemli bir rahatsızlık olmakla beraber çocukluk çağında da en çok görülen rahatsızlıklardan biridir (Polanczyk vd., 2007). DEHB’nin dünyadaki varlığı %5 ile %6 arasında değişmektedir (Willcutt, 2012). Genellikle okul öncesi dönemde başladığı vurgulanırken üç farklı tipte belirtileri vardır.
Dikkat eksikliği belirtileri:
- Yapılan bir etkinliğe uzun süre dayanamamak;
- Odaklanmada sıkıntılar yaşamak;
- Çok basit işlemleri akılda tutamamak;
- Dikkatini uzun süre sürdürememek;
- Göz teması kurmada zorluk çekmek;
- Çok çabuk sıkılmak;
- Başkasını dinlemede zorluk çekmek;
- Özel eşyalara veya emanetlere sahip çıkmakta zorlanmak;
- Sık sık hata yapmak;
- Unutkanlık göstermek.
Hiperaktivite belirtileri:
- Çok hızlı konuşmak;
- Çok fazla hareketli olmak;
- Oturur pozisyondayken el, kol, ayak, bacak ve vücudun birçok bölgesini sürekli hareket ettirmek;
- Bir yerde uzun süre duramamak;
- Konuşurken kelimeleri hatalı söylemek;
- Karşısındaki insanın sürekli sözünü kesmek ve onu dinlemiyor gibi gözükmek;
- Cümle kurarken sürekli hatalar yapmak.
Dürtüsellik belirtileri:
- Aceleci olmak ve günlük hayatta sıra bekleyememek;
- Kendi tepkilerini kontrol edebilmede zorluk çekmek;
- İstek ve ihtiyaçlarının hemen karşılanmasını istemek ve bunları diğerlerine dayatmak;
- Sabırsız olmak;
- Düşünmeden hareket etmek.
(Lewis, 2002).
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu neden olur?
DEHB çevresel faktörlerden ziyade genellikle genetik faktörlerle dayanmaktadır. Ailelerin genellikle okuldaki arkadaşları ve öğretmenleri suçlaması yanlış bir tutumdur.
Yapılan araştırmalara göre DEHB olan kişiler okul hayatlarında diğerlerine göre daha başarısız performanslar sergilerler ve bu durumun sebebini başka nedenlere bağlayarak kendi kendilerini sabote etme eğilimindedirler. Aynı durum iş hayatı için de geçerlidir. Kişi doğru tedaviye ulaşmadığı sürece performans problemleri yaşadığı için kendini bir başarısızlık döngüsü içinde bulabilir. Arkadaşlık ilişkileri de genellikle sınırlıdır. Bunun sebebi arkadaşlarına yeterince vakit ayıramama, bir süre karşı tarafı dinleyememe, bulunulan ortamlardan hemen sıkılma, sabırsız olma gibi faktörlerdir.
Sigara ve madde kullanım oranının oldukça yüksek olduğu DEHB yetişkinlik dönemlerinde normale oranla daha fazla depresyona girip kişilik bozuklukları da geliştirebilmektedir. Bunlar dikkat eksikliği olan bireylerin; detaylara dikkat etmeyip sürekli hata yapmalarından, diğerlerini dinlemez gözükmelerinden, verilen işleri yerine getirmekte güçlük çekmelerinden, organize ve disiplinli olamamalarından ve eşyalarını kaybetmelerinden dolayı kaynaklanmaktadır. Kişi çok yoğun düşünme gereken işleri yapmayı sevmez, uzun süre aynı yerde duramaz, çocukluğunda sürekli koşar ve hareket halindeyken yetişkinliğinde ise sessiz bir şekilde kendini meşgul etmekten hoşlanmaz. Başkalarının sözünü sıklıkla kesmeleri çevreleri tarafından pek hoş karşılanmaz bu yüzden sosyal çevrelerinden arınmak zorunda kalabilirler (Görmez, 2015).
Bir bireye DEHB tanısı konabilmesi için yukarıda gösterdiğimiz belirtilerden; çocuklar için 6 veya daha fazlası, yetişkinler içinse en az 5 belirti olması gerekmektedir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tedavisi nasıl olunur?
DEHB tanısı alan biri eğer yetişkin değilse bir çocuk, ergen ruh sağlığı uzmanına başvurması gerekmektedir. DEHB tedavisinde ilk olarak tanı alan bireyin yakın çevresindekilere DEHB tanıtılır, nasıl bir tedavi izlenebileceği, tedavi reddedilirse nasıl sorunlarla karşılaşacakları hakkında bilgi verilir. DEHB tedavisinde yaş önemli bir faktördür. Eğer tedaviyi gören bir çocuksa, ailesinin de tedavi ortamına dahil edilmesi tedaviyi olumlu yönde etkileyecektir. Everett ve Everett (1999), dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda kullanılacak en etkili tedavi yönteminin, ailenin de içerisine alınarak değerlendirildiği ve aile içi dinamiklerinde ele alındığı aile terapisinin olduğunu düşünmüşlerdir. Aynı zamanda çocuğun öğrenim gördüğü okul ve sınıflarda da bir takım iyileştirmeler yapılarak, okuldaki psikolojik danışmanın ve sınıf öğretmeninin de tedavi sürecine katılımını değerli görmüşlerdir. Ev ve okul ortamının çocuk için doğal ortam olarak ele alınması tedavinin daha sağlıklı olmasını sağlayabilir (Goldstein, 1992).
Tedavi sırasında ilaç kullanımı, terapi alma veya ikisi de aynı anda uygulanabilir. Tedavilerde ilaç kullanımı sıklıkla değerlendirilmektedir, bunun sebeplerinden biri DEHB kökeninin genetik ve nörobiyolojik etkenler olmasıdır. İlaç tedavisinin yanında bilişsel davranışçı terapiler ve nöro geri dönüt uygulamaları, roll play yapma ve dikkat arttırma gibi teknikler de sıklıkla uygulanmaktadır (Cruz vd., 2015).
Yaş faktörünün ve gelişim düzeyinin DEHB ile çok ilişkili olduğundan bahsetmiştik, peki okul öncesi, okul çağı, ergenlik ve yetişkinliğe göre DEHB belirtileri nelerdir?
Okul öncesi çağındaki yaşlarda bulunan bir çocuk dikkat eksikliği belirtilerini şu şekilde gösterir: oyun oynadığı sürenin üç dakikadan az olması, etkinlikleri yarıda bırakma ve dinlenmeden her şeyi yapmaya çalışması. Hiperaktivite belirtileri ise: sürekli etrafında dönmesi, koşması, yerinde duramaması olarak gösterilebilir. Dürtüsellik belirtileriyse: etrafındaki ebeveynlerini veya çevresindeki insanları dinlememe, tehlikeli bir durum olduğunda örneğin “sıcak bir alete dokunmayı” deneyimlemeden öğrenememe gibi belirtiler gösterirler.
Okul çağındaki bir çocukta ise dikkatsizlik belirtileri şunlardır: aktivitelerinin on dakikadan az sürmesi, sürekli aktivite değiştirmesi, unutkan olması, dağınık olmasıdır. Hiperaktivite belirtileri ise sakin kalması istendiğinde huzursuz davranışlar göstermesidir. Dürtüsellik belirtileri şunlardır: uygunsuz şekilde davranmak, diğer insanların sözünün kesmek, söz hakkı vermemek, kural ihlalleri yapmak, akranlarına zorbalık yapmak ve sık sık kazalar yaşamak olarak gösterilebilir.
Ergenlik dönemindeki bireydeki dikkatsizlik belirtileri ise şunlardır: Akranları ile geçirdiği vakitlerin otuz dakikadan az olması, verilen görevlerde ayrıntılara odaklanma güçlüğü ve planlamada çok zayıf olmaktır. Hiperaktivitenin görünme halleri ise kıpır kıpır olmaktır. Dürtüsellik belirtileri ise zayıf bir şekilde öz kontrolünün olması, risk almada plan olmaması ve ilerisini düşünmemedir.
Erişkinlik döneminde DEHB dikkatsizlik belirtileri ise şöyledir: detaylarda eksiklik vermesi, randevularını sık sık unutması, hayatındaki durumlarda zayıf öngörüye sahip olmasıdır. Hiperaktivite belirtileri ise huzursuzluk hissetmesi ve bunların hareketsel olarak bireyde görülmesidir. Dürtüsellik belirtileri: erken ve düşünmeden karar vermek, sabırsız bir duygudurum hali olarak gösterilebilir (Sousa vd., 2020).
Bahsedilen semptomlar elbette genel olarak görülen ve tanınan belirtilerdir, ancak kişi kendinde veya çocuğunda DEHB olabileceğini düşünüyorsa bir uzmana görülmesi her zaman en doğrusudur. Zira belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısına sahip olup, farklı tanılar da almış çocukların yaşamları daha da zor bir hale bürünebilir. Örneğin DEHB tanısı almuş ve mental retardasyona sahip çocuklarda görülen yetersizlikler özgüven eksikliği, mutsuzluk, başarı duygusunu sürdürememe ve yaşam kalitesinde sıkıntılara neden olabilmektedir (Özmen, 2010). Bu çocuklar kişiler arası ilişkilerde diğerlerine göre daha çok sorun yaşarlar, kötü akran ilişkileri ve kendine güven konusunda oluşan kayıplar intihar girişimlerine dahi neden olabilmektedir. Ayrıca bu çocukların akranlarına göre daha fazla zorbalığa da uğradıkları görülmektedir (Dolgun, Savaşer ve Yazgan, 2005).