Özgül Fobi Nedir?

Bazı durumlara veya nesnelere karşı sebebini açıklayamadığınız, mantıksız korkularınız mı var? Eğer cevabınız olumluysa, çocuk ve yetişkinlerde sık sık görülen bir ruhsal bozukluk sahibi olabilirsiniz. Bu sebepsiz korkulardan kaynaklanan ruhsal bozukluğa psikolojide özgül fobiler adı verilmektedir. Özgül fobilerden birine sahip olmanız için daha önce o durumu yaşamış veya fobiniz olan nesneyle karşılaşmış olmanız gerekmez. Korkunuzun daha önceki deneyimlerinizden kaynaklanmış veya anlamlı olmasının bir önemi yoktur.

Hepimiz bazı korkularla yaşarız. Ancak fobileri olan insanlar, bir nesneden, bir etkinlikten veya bir durumdan kaçınmaya yol açan kalıcı bir mantıksız korku tarafından boğulurlar. Spesifik olan bu fobiler çoğunlukla ya hayvanlarla, böceklerle, kan görmekle, kapalı alanlarla, yükseklikle ilgili olabilir. Birçok insan korkularını tetikleyen tetikleyici durumlardan kaçınır ve böylece fobileriyle birlikte yaşamayı öğrenir. Kimileri de korkulan durumdan kaçınmak için gerekli çabayı gösteremezler.

Araştırmalara göre yoğun bir korku, korkulan nesneden veya durumdan kaçınmak için ezici ve mantıksız bir arzuya neden olursa fobi haline gelir (Depla ve ark., 2008).

Örnek vaka

Eliz 28 yaşında sağlıklı ve çok mutlu bir genç kadın. Gök gürültülü fırtınalardan o kadar korkuyor ki, hava durumu o hafta için fırtına tahmini yaptığında çok endişeleniyor. Kocası o gün uzaktaysa ve yağmurlu ve şimşekli hava anons edildiyse muhakkak bir akrabasının yanına gidiyor. Fırtına sırasında pencereden uzaklaşan Eliz, genellikle şimşeği görmemek için de yüzünü gizliyor. Bu örnekte olduğu gibi, durumla orantısız bu aşırı kaygı hali Eliz’in fırtınalı havalara karşı spesifik bir fobi geliştirdiğini göstermekte.

Özgül Fobilerin Ortaya Çıkışı

Özgül fobilere bakıldığı zaman, kişinin deneyimlememiş olduğu bir duruma karşı aşırı korku duyması durumun genetik olup olmadığı sorusunu akıllara getirmektedir. Bu durumda durumun genetikle bağlantısı olup olmadığı da araştırılan konular arasında kendine bir yer edinmiştir. Araştırmalar sonunda genetik aktarımın etkisinin ne kadar olduğu tam olarak bilinmemekle beraber kan fobisi ve hayvan fobisinin genetik aktarımla daha yakın bir ilişki içerisinde olduğu söylenmektedir.

Fobileri açıklamaya çalışan bir diğer görüş ise öğrenme kuramı üzerinedir. Bu görüş çocuk yaşlarda yetişkinlerin örnek alınarak, onların korkularını öğrenerek ve bunları içten içe besleyerek fobi oluşturulduğunu söylemektedir. Kısaca, çocuklar birer sünger gibi ebeveynlerden öğrendiklerini emerler, modellerler, yani aynılarını yapmaya meyillidirler. Eğer ebeveynlerinden biri ya da her ikisinde (ya da bakım verenler) herhangi bir nesne ya da duruma karşı fobi varsa, çocuğun da zamanla bunu geliştirme olasılığı yüksektir. Ayrıca aile içinde benzer fobiler görülme olasılığı da yüksektir.

Özgül Fobilerde Belirtiler

Korkulan durumla karşılaşılması ya da karşılaşılma ihtimali olduğu durumlarda aşağıdaki belirtiler kendini gösterebilmektedir.

  • Nefes darlığı
  • Kas gerginliği
  • Kalp çarpıntısı
  • Bayılma hissi
  • Baş dönmesi
  • Terleme
  • Ağız kuruluğu
  • İdrara çıkma sıklığında artış

Korkunun şiddeti, korkulan duruma ya da nesneye yakınlığa da bağlıdır ve eğer kaçma durumları kısıtlıysa veya hiç bulunmuyorsa kişi panik atak yaşayabilmektedir. Bunların yanında kişilerde duruma verecekleri tepkilere karşı çekinceler de bulunmaktadır. Örneğin kişi fobisiyle karşılaşınca verebileceği tepkiler olan çığlık atma, bayılma gibi tepkileri dışa vuracak olmaktan da çekinmektedirler.

DSM-5’e göre bir kişiye özgül fobiler tanısı koymak için belli kriterler vardır;

  • Bir nesne ya da duruma karşı belirgin korku ve kaygı duymak
  • Fobiye neden olan nesne ya da durumdan kaçınılmaya çalışılması
  • Fobiye neden olan nesne ya da durumla her karşılaşıldığında korku ya da kaygı hissedilmesi
  • Fobiye neden olan nesne ya da duruma karşı duyulan kaygı ve korkunun toplumsal ve kültürel açıdan orantısız olması
  • Korku, kaygı ve kaçınma belirtilerinin en az 6 ay devam etmesi
  • Açığa çıkan belirti ve korkuların kişinin yaşam kalitesini düşürmesi veya işlevsellikte sıkıntılar yaratması

Özgül Fobilerin Çeşitleri

Özgül fobiler kan/iğne fobisi, durumsal fobiler, doğal çevre ile ilgili fobiler, hayvan fobisi ve diğer fobiler olmak üzere 5 gruba ayrılır. Yapılan çalışmalara göre kan/iğne fobisi dışındaki fobiler erkekler ve kadınlar kıyaslandığında kadınlarda iki ya da üç katı daha fazla görülmektedir. Kan/iğne, hayvan ve doğal çevre ile ilgili fobilerin çocukluk dönemlerinde başladığı bulunmuştur. Ayrıca çocuklukta başlayan bu fobilere sahip çocukların psikososyal gelişim açısından, fobilere sahip olmayan çocuklara oranla daha geride kaldıkları söylenmektedir.

  • Kan/iğne fobisi: Bu fobiye sahip olanlar kan tahlillerinden, kan bağışında bulunmaktan, aşı olmaktan korkar ve çekinirler. Kadınlar ve erkeklerde görülme oranı birbirine çok yakındır. Yapılan çalışmalarda kan/iğne fobisi ve iğrenme duygusu arasında bir bağ olduğu söylenmektedir.
  • Durumsal fobiler: Kişinin asansöre binmek, doktora gitmek, arabaya binmek veya arabayı kullanmak, uçağa binmek gibi içinde bulunulan bir durumdan korktuğu özgül fobi türüdür.
  • Doğal çevre fobileri: Doğada meydana gelen su baskını, yıldırım düşmesi, yüksek yerler, fırtınalar gibi olaylara karşı gelişmiş olan bir fobidir.
  • Hayvan fobisi: Daha çok yılan, fare, kedi, köpek, böcek gibi hayvanlara karşı geliştiği gözlenen bu fobi diğer hayvanlara karşı da olabilir. Özellikle bu fobiye bakıldığı zaman, atalarımızdan bize aktarılabilmiş olasılığının yüksek olduğu, bu nedenle de genetik sebepleri olabileceği düşünülmektedir.
  • Diğer fobiler: Bu alt başlığın altında, kişiden kişiye göre değişebilen bir sürü fobi örneğine rastlamak mümkündür. Belirli renklere ve sayılara karşı fobi, yutma fobisi, palyaço fobisi vb. şeylerden korkmak diğer fobiler başlığı altına dahil edilebilir. Aşağıda sık görülen birkaç özgül fobi ve onları tanımlayan özel adları yer almaktadır.
  • Klostrofobi: Kapalı alanda sıkışıp kalma fobisi
  • Araknofobi: Örümcek fobisi
  • Otofobi: Yalnız kalma korkusu
  • Nozofobi: Hastalık kapma korkusu (özellikle pandemiden sonra artış göstermiştir)
  • Aquafobi: Su ve boğulma korkusu
  • Talassofobi: Su korkusu (aquafobiden farkı talassofobide büyük su kütlelerine karşı gelişmiş olan bir fobidir)
  • Nomofobi: Cep telefonu ile olan iletişimin kopması fobisi, cep telefonundan  ayrı kalma korkusu (gelişen teknoloji ve ona bağımlılığımız göz önüne alındığında, nomofobi son yıllarda artan fobilerden birisi haline gelmiştir)

Özgül Fobilerde Tedavi

Özgül fobilerin tedavi edilebilmesi ve olumlu sonuç alma oranı diğer kaygı bozukluklarından çok daha fazladır. Özgül fobilerin tedavisinde kullanılan birkaç farklı yol bulunmaktadır. Fobinin üstesinden gelmek için en çok kullanılan yöntem bilişsel tedavi yaklaşımlarından sistematik duyarsızlaştırmadır. Bilişsel Davranışçı Terapi’de sistematik duyarsızlaştırma danışanın korktuğu durum ya da nesneye olan bakış açısının değişmesi için çabalar. Küçük ödevler verilerek kişinin fobisini yenmeye doğru aşamalı bir yol izlenmektedir. Bunun yanında dışarıda karşılaşabileceği ve fobisinden kaynaklanan bir panik anında korkularını kontrol edip belirtileri en aza indirgemek için gevşeme teknikleri danışana öğretilmektedir. Bir sistematik duyarsızlaştırma örneği olarak hasta kedilerden korkuyorsa öncelikle kedi resimlerine bakması, daha sonra kedilerle ilgili belgesel izlemesi gibi ödevler verilip, daha sonra kedinin bulunduğu bir ortamda kediyle arasında mesafe kalacak şekilde durması, mesafenin gittikçe kısalması ve kediye dokunma gibi adımlarla bu fobinin üzerine gidilebilir. Bunun bir diğer adı da maruz bırakılma olarak tanımlanır. Yani herhangi nesne ya da duruma karşı fobilere bir süreliğine maruz kalındığında semptomların yavaşça azaldığı görülebilir. Ancak bunu bir uzman eşliğinde yağmakta fayda vardır. Özgül fobilerde Bilişsel Davranışçı Terapi, ilaç tedavisinden daha etkin rol oynamaktadır. Burada durumsal fobilerden örnek verilebilir. Uçak fobisi olan birisi uçağa bineceği zaman ilaç kullanması onu geçici olarak rahatlatmaktadır. İlacın etkisi geçtikten sonra fobi baskın bir şekilde devam eder. Önemli olan fobiyi geçici olarak yatıştırmak değil uzun vadede yenebilmek ya da semptomlarını azaltabilmektir.

Tercih edilen bir diğer tedavi yöntemi ise EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisidir. Bu tedavide duyarsızlaştırma ses, göz hareketleri ya da dokunma gibi yöntemlerle yapılmaktadır.